top of page

ALEVİLİK NASIL BİR İNANÇ ve ÖĞRETİDİR (3)

Güncelleme tarihi: 29 Eyl 2024


                                 (3)

           

            Alevilik;

            a-) Kendisini güncelleyen;

            b-) Öğretiyi önceleyen;

            c-) İnancı akla, bilince taşıyan;

            d-) Bağnazlığı dışlayan;

            e-) İnsanı ve toplumu özgürleştiren;

            f-) Dış dünyanın verilerini çağdaş değerlerle bezeyen;

            g-) İç dünyasıyla- dış dünyanın verileriyle uyumluluk kuran;

            h-) İçi dünyasını dış dünyaya yansıtan;

            ı-) Yaşama değer veren ve dünyayı bir gerçeklik olarak kabul eden;

            k-) Mürşit, eren, evliya, veli, pir vs. öncüleriyle görüş ve düşüncelerini ortaya koyan;

            l-) Can ve canan birlikteliğinde sevgiyi ve muhabbeti önceleyen;

            m-) Dostluk, kardeşlik, dayanışma, eşitlik, paylaşma gibi insani değerleri öne çıkaran;

            n-) İnisiyasyon yöntemiyle kozmik bilgilerini geleceğe taşıyan ve bu bağlamda “kutsal kimlikler” yaratan;

            o-) Gizil konumdaki değerlerini Simgelerin, sembollerin ve sayıların arkasına yükleyen vs. bir felsefi inanç ve öğretidir. 

            Alevilerin en büyük Kâbe’si insandır. Alevilikte sevgi en temel inançtır. Alevinin tanrısı, korkutan, cezalandıran, yoksul bırakan, acımasız, yakan, yıkan, yok eden vs. bir tanrı değildir. Bunların tam karşıtını uygulayan herkesi seven, kucaklayan, koruyan, besleyen vs. bir tanrıdır. Eğer Tanrı varsa O bir “sevgi varlığı” olmalıdır.

            Alevilik tanrıyla kendi arasına bir çizgi koymaz. Onu kendinden ayrı görmez. Var olan her şeyi tanrısal sayar ve bu bağlamda her şeye saygı sevgi gösterir. Aleviler “Yaratılanı hoş görür/ Yaratandan ötürü” diyen büyük ozan Yunus Emre’nin düşünsel gıdasını taşır.

            Alevilik doğaya uygun davranmaktır. Alevinin ibadeti müzikle yapılır. Evrenin özünde de müzik vardır. İnsanın ayak sesleri bile bir tını verir. Rüzgârın hışırtısı, kuşların sesi, suyun akışı…hepsi birer müzik eseridirler. Alevilik doğayı çözümler onun dilini kullanır. İnsanın dili söz ile, doğanın dili, ritmi olan müzikle ibadetini gerçekleştirir.

            Alevilik insanı ve yaşamı küçümsemez. Bu dünyayı ve maddeyi yok saymaz. Dünyada var olan nimetlerden, doğanın verdiklerinden yararlanmayı ilke edinir. Dünyada insan yaşamını kötü yönden etkileyecek yasaklamalara gitmez.

            Alevilik, çağdaşlığı, bilimi, sanatı, laikliği, özgürlüğü, barışı, dostluğu…bu gibi insani tüm değerleri yaşamlarının vazgeçilmezi olarak görür.

            Alevilik, insanlığın varoluşundan bu yana yaratılmaya çalışan ideal toplumun (Rıza Şehir) düşünsel ve yaşamsal değerlerini taşımaktadır ve bu değerleri savunmaktadır.  

            Alevilik insanlığın en eski inançlarının bugüne kadar nesilden nesile aktarılıp getirilen kültürler bileşimidir.

            Alevilik:

             -Çağdaş, ilerlemeci, laik, toplumcu, sorgulayıcı, eşitlikçi, dayanışmacı bir toplumsal modeli öngören bir öğreti ve inançtır.

            -Dünyasal yaşamı önemseyen, sanata değer veren, müziği, semahı, dansı ve şiiri vazgeçilmez olarak gören bir kültürel yapıyı savunan bir inanç ve öğretidir.

            -Tanrı’yı insanla bütünleştiren, “yakan, yıkan, korkutan, ceza veren vs. bir Tanrı anlayışı yerine, seven, kollayan, koruyan, bereket ve zenginlik sunan bir Tanrı anlayışını” ortaya koyan bir inanç ve öğretidir.

            -İnsanın tamamen kaba maddeden oluşmadığını ve onun, bir de manevi yönünün bulunduğunu ve bu anlamda, ruh ile bedenin bütünsellik sağladığını vurgulayan bir felsefi duruşu ortaya koyan inanç ve öğretidir.

            Alevilik, tarihsel süreç içinde süzülüp gelen ve Anadolu’da yaşamış olan tüm inanç ve kültürlerin bir birleşimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaklaşık olarak 900’lü yıllardan itibaren bedenleşmeye başlayan ve özelliklede 1300’lü yıllardan itibaren de İslâm’dan da bazı değerleri (Kerbela, On iki İmam, Hz. Ali ve Ehlibeyt) içine katan ve öz olarak doğacı bir inançla örtüşen ama İslami öğelerle zenginleşen bir inanç ve felsefedir. Tarihsel boyutuyla de İslam içinde gelişen Akılcı hareketlerin (Mutezile vs.) Karmat, Babek vs gibi toplumcu akımların, İsmaililik, Nizarilik, Sabbahilik, vs. gibi Batıni toplulukların ve öğretilerin de ayrıca özellikle Erdebil Ocağı’nın ve ardılı Safevilerin etkisiyle Şiiliğin de Aleviliğin değerleri içinde önemli bir yeri olmuştur. Tüm bu akımlar Aleviliği de etkilemiştir. 

            Eğer Aleviliğin, yalnız İslami Öğelerden oluştuğunu ve Hz. Ali’yi sevmek, Ehlibeyt-i sahiplenmek, Kerbelâ Kıyımına karşı çıkmak ve On iki İmam’ı önemsemek ve bu değerleri savunmak Alevi olmak için yeterli olarak görülürse, açık söyleyelim bu asla ve asla Alevilik olmaz. Bunun adı Şiiliktir.

            Alevilerin algıladığı ve inandığı Ali, tarihsel Ali değildir. Ali, çok daha derin ve varoluşsal bir içerik taşımaktadır. Ali, esasında mitolojik ve taşıyıcı bir kimliktir.

            Yine Aleviliğin, özünü oluşturan, beyni, kalbi, böbrekleri, ciğerleri vs. olan dört kapı kırk makamı içermeyen bir Alevilik asla Alevilik olmaz.

            Kimilerinin, Aleviliğin en özgün toplumsal modelini yansıtan, bu modelin (dört kapı, kırk Makam), ilk iki kapısı olan “Şeriat ve Tarikat” aşamasını önemseyip, Marifet ve Hakikat aşamasına götürecek olan yolu, yöntemi görmemezlikten gelmeleri de doğru bir duruş değildir. Çünkü Aleviliğin en temel öğretisi ve Aleviliği-Alevilik yapan bu ilkelerdir. 

Yine, kimilerinin, Marifet ve Hakikat aşamasına ulaşmış olan, kimi öncü insanların, uygulamalarını “inançsız” olarak değerlendirmeleri de yanlıştır. Çünkü Alevilik tam da “Marifet ve Hakikat” aşamalarını içerir. Şeriat aşaması Sünnilik, Tarikat aşaması Şiilik, Marifet ve Hakikat aşamalarıysa Aleviliktir.

            Yine Alevilikte, saz, söz, şiir, semah, cem vs. gibi, insanı insanlaştıran değerler uygulanmazsa, o zaman bu da Alevilik olmaz.

            Yine Alevilik, yalnızca semah dönmek, her perşembe akşamları Cem yapmak da değildir. Çünkü Alevilik, kendine özgü bir yol ve kendine özgü bir erkândır ve yaşamın her anını ve sürecini kapsar.

            Yol, yapılması ve yaptırılması gereken kurallar ve değerler bütününden oluşur. Yol, bilgiyi gerektirir. Bilgi, bilgi kaynağına yönelmeyi, yönelme sorgulamayı, sorgulama araştırmayı ve araştırma ise aradığımızı bulmayı sağlar. Bundan dolayı da yolumuzu yol eden, gerçek değerleri bilmek ve öğrenmek, bir Alevinin-Bektaşi’nin en temel işlevi olmalıdır.

            Yine Alevilik erkândır. Erkân, yol ulularının koymuş olduğu ilkeler ve kurallar bütününü kapsar. Alevi-Bektaşi erkânını ortaya koyanlar Mürşit’ler, Veli’ler, Pir’ler, ozanlar, dedeler ve yol önderleridirler. O zaman Alevi-Bektaşilerin yapması gereken şey, bu ulu insanların ortaya koydukları kuralları, ilkeleri, yasaları ve uygulamaları ortaya koymak ve bu gerçeklik üzerinden Aleviliği-Bektaşiliği yaşamak ve yaşatmak olmalıdır.

            Tüm bu açıklamalardan sonra, şu denebilir ki, bugün kimilerince dile getirilen, Aleviliğin “İslam içi mi? Yoksa İslam dışı mı?” yönündeki tartışmalar, özden uzak, yapay tartışmalardır ve bu tartışmalar, bugün, doğru tartışmalar da değildir. Akademik düzeyde bu tartışmaların yapılması çok doğaldır ama bunu halk içinde yapmak doğru değildir.

            Eğer Alevi-Bektaşiler, yol ve erkânı doğru bir şekilde ortaya koyarlarsa, babalarımızın, dedelerimizin ve pirlerimizin yaşamış oldukları Aleviliği öğrenip onların bu konuda neler yaptıklarını, neleri dillendirdiklerini vs. bilirlerse, o zaman bu sorunun yanıtı da yaşamın pratiğinden kendiliğinden ortaya konmuş olur.

            Sonuç olarak;

            Aleviliğin bütünsel değerleri içinde, hiçbir “dinde ve inançta” bulunmayan değerler toplamı vardır. Bu değerler toplamının içini boşaltacak her türlü duruşa karşı konulmalıdır. Bu anlamda onu, bir inanç olmaktan çıkarmaya çalışan görüş de onun yalnızca “inanç yönünü öne çıkarıp, diğer tüm değerleri yok sayan” görüşte bir yanlışın içindedirler. 

            Şu bilinmelidir ki, bir inanç veya öğreti kendisini besleyen ve kendisini oluşturan değerlerden koparılamaz. Eğer bu yapılırsa o zaman o inancı ve öğretiyi gerçekçi bir şekilde anlamamız zorlaşır.

 

Comentarios


bottom of page