CHP ve KAYYUM
- sulzam1956
- 5 Eyl
- 2 dakikada okunur

CHP ve KAYYUM
2025 Eylül ayı, ülkenin karanlık ayı olarak değerlendirilebilir.
Bu cümleyi neden kurdum?
Çökmüş olan toplumsal yaşamın her alanına yeni bir çöküş eklenmek istenmektedir. O da CHP’ye yapılan hukuki ve siyasi operasyon yani Kayyum…
Bir düşünün;
-Ekonomi çökmüş,
-Eğitim çökmüş,
-Adalet çökmüş,
-Ahlak çökmüş,
-İnsanların gerçeklik algısı çökmüş,
-Vicdanlar körelmiş,
-Laiklikten söz edilemez bir konuma gelinmiş,
-Demokrasi rafa kalkmış,
-Gençlerin gelecek umudu kalmamış, vs…
Böylesi bir toplumsal yaşamda, neredeyse tek ayakta kalmış olan ve halkın direnme odağı olarak gördüğü CHP’de hukuk yoluyla çökertilmek istenmektedir.
CHP’nin 103 yıl önce kurulduğu 9 Eylül tarihinden önce çıkartılan “İstanbul İl Seçiminin” iptal edilmesiyle bu ileti verilmiştir. Esas Kayyum'un, 15 Eylül’de görülecek olan “Butlan (Geçersiz, hükümsüz)” davasıyla yani CHP’nin 38. Kurultayı’nın iptal edilmesi ve eski yönetimin yeniden CHP’yi yönetmesiyle gerçekleştirilecektir. İstanbul il seçiminin iptal edilmesinin ardından CHP'nin son yapılan İstanbul'daki ilçe kongreleri de iptal edilmiştir.
Bu neden yapılmaktadır?
AKP’nin ve dolaysıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin önünü açmak ve kamuoyunda yükselen CHP’nin yükselişinin durdurulmasını sağlamaktır.
Burada acı ve düşündürücü olansa bu işlemler için CHP’nin içinde kurultayı kaybeden ve yeni yönetime “muhalif” olan birilerinin kullanılmasıdır.
Şu unutulmasın ki bugün ülkede otoriter bir yönetim var ve bu yönetim ülkenin demokratik, laik cumhuriyetini değiştirip, “Tek Adam” yönetimini sürdürmek ve dinsel referansların egemen olduğu bir yönetim getirmek istemektedir. Bu alanda da önemli bir ilerleme olduğu da görülmektedir. Bu durumda “CHP’yi kim yönetecek” sorusundan çok daha önemli bir konu olmaktadır. Bugün halkın güvenini kazanmaya başlamış olan ve yapılan mitinglerde milyonları bir arada tutmaya ve "ülkenin demokratik, laik yönetimine" sahip çıkmaya çalışan CHP’yi çökertmek, bu ülkenin geleceğini karartmak olacaktır.
Kim ki bu çöküşe hizmet ederse o tarihe “hıyanet etmiş kişi veya kişiler olarak” geçeceklerdir.
Bilinsin ki sorun “CHP sorunu değildir, sorun ülkenin çöküşünü durdurmak ve bu bağlamda CHP’nin kurumsal yapısını ve bütünlüğünü korumak ve Kayyum olarak atanacak olan her bir CHP’linin bu görevi kabul etmemesi çok önem kazanmaktadır.
Hiçbir aklı başında CHP’linin bu oyuna gelmemesi ve AKP’nin atadığı Kayyyum’u ret etmesi gereklidir.
CHP’yi aşan ve ülkenin rejiminin değiştirilmesini sağlayacak olan bu Kayyum atamasını halkın kabul etmemesi de çok önemlidir.
Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu oyunda yer almaması ve kendisine Kayyum daveti gelirse bunu kabul etmemesi tarihsel açıdan da çok önem kazanmaktadır.
Lütfen akıl duyu egemen olsun…!

Yorumlar