ALEVİLİK NASIL BİR İNANÇ VE ÖĞRETİDİR (2)
- sulzam1956
- 30 May 2024
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 29 Eyl 2024

Alevilik Bâtıni (Ezoterik) bir öğretidir.
(2)
“Şu âdem dedikleri
El ayakla baş değil
Âdem manaya derler
Suret ile kaş değil
Ademdedir Külli hal (Kül: bütün)
İlmi hikmeti güftu kal (güftu: Dedikodu)
Âdem katında alem
Dane-i haşhaş değil
Bu Kaygusuz Abdal’a
Aşık demem dünyada
Nakşu suret gözetir
Maksudu nakkaş değil” (Kaygusuz Abdal)
Kaygusuz Abdal’ın bu dizeleri Aleviliğin surete değil, manaya, öze, içe, esasa vs. bakan bir öğreti ve inançtır.
Bâtınilikte iki anlatım şekli bulunur. Bunlardan birincisi saklı anlatım, ikincisi de katlı anlatımdır.
Saklı anlatım, simgelerle, sembollerle ve imgelerle yapılır. Bu anlatımlar kapalıdır. Sözler açıklayıcı ve anlaşılır değildir. Herkese anlatılır ama anlayanlar alacağını alır. Bu da bilgi ve bilinçli olmayı gerektirir. Demek ki bu konuşmalar ancak bilinçli insanlar tarafından anlaşılabilir. Bu nedenle de Alevilik örtülü bir inançtır.
Katlı anlatım: Alevi-Bektaşi öğretisi, inancı ve değerleri, ancak sır saklayabilenlere anlatılır. Bunun nedeni de Aleviliğin Batıni değerler içermesi ve ayrıca egemen inancın Alevi değerlerini yasakçı bir anlayışla yok saymasıdır. Bu yasakçı anlayış nedeniyle, süreç içinde Alevilerin kendisini gizlemelerine öğretilerini ve inançlarını geleceğe taşımak için onları sırlama yoluna gitmişlerdir.
Bu nedenle gizli veya sırlanmış bilgiler de herkese aynı düzeyde değil aşamalı bir şekilde verilir. İşte “Dört Kapı-Kırk Makam” da bu bilgileri ve öğretiyi taşır. Herkes, yetenekleri ölçüsünde veya kavrama gücüne göre bilgiyi alır ve bilgiyi bilince dönüştüren aşama aşama yükselir. Aleviliğin dört aşamadan ilki Şeriat aşamasıdır. Bu aşamada bilgisini, görgüsünü arttıran kişi, bir üst aşamaya yani Tarikat aşamasına; buradan Marifet aşamasına ve en üst amaç olan Hakikat aşamasına kadar yükselebilir.
Bâtınilik esasında gizil nesnelliktir. Örneğin; biz düşünceyi göremeyiz. Ama beyin nöronlarının birbirleriyle girdikleri iletişim sonucu ürettikleri etkinlik bilinç ya da düşüncemizi oluşturur. Demek ki bilinç ya da düşünce; gizil nesnellik olarak, nöronların özünde mevcuttur. Koşullar oluştuğunda kendisini açığa çıkarır.
Tohum ve ağaç örneğinde olduğu gibi. Örneğin; tohum ağaç ve ağaç da tohumdur. Biri açığa çıkarken diğeri gizlenir. Tohumun içinde ağaç vardır. Ağaç kendisini tükettiğinde, karşıtına dönüşür ve tohuma döner. Demek ki biz tohumun içinde ağacı görmesek de ağaç tohumun içinde “gizlenmiş nesne” olarak bulunmaktadır. Kendisini var edecek “koşullar” oluştuğunda o da açığa çıkacaktır. Örneğin; bütünsel enerjinin içinden, zahire, yani görünüşe çıkan nesne kimlik bulduğunda ona kimliğini kazandıran şeye “ruh” ve ruhun kişiye kazandırdığı dirimselliğe de “can” diyoruz. Her bireyin, her küçük maddenin, her parçanın “can” olduğu gibi, doğanın da “can”ı vardır. Bu durumda açığa çıkmış ya da gizil nesne konumunda ki tüm varlık Tanrı’yı ya da doğayı oluşturur. Tanrı her şey, her şey ise Tanrıdır.
Örneğin, canın terk ettiği gövde ya da beden doğa tarafından tüketilir. Doğanın besinidir o. Doğa tükettiği bu bedenden yeni şeyleri üretir. Ölü beden yok olmaz. Yeniden başka bir nesnede kendini var eder. Örneğin Hidrojen kendisine bir proton kattığında Helyum’u var eder ve kendisini Helyum’a katmış olur. Helyum’da kendisine bir proton daha kattığında sonra ki elementi var eder. Bu anlamda bir başka elemente can verir. Ve bu zincirleme sonsuza kadar sürer. Bu bağlamda ölen diriltiyor, dirilen ölüyor. O zaman ölüm yok olma değildir. Ya da “yok” da vardır.
Günlük yaşamımızda, kullandığımız “elektriği” göremiyoruz. Oysa elektrik kendisini var eden artı ve eksi kutupların içinde potansiyel olarak vardır. Biz onu sonuç olarak görüyoruz. Bugün, artı ve eksi kutuplarının birleşmesi sonucunda “elektrik” oluştuğunu biliyoruz. Bunu düşünce de görürüz. Bu bilince ulaştığımızda artık elektrik bizim için giz olmaktan çıkmış olur. Düşüncede görmeyle artık elektrik açığa çıkmıştır. Tüm diğer “gizil nesnellik” taşıyan ve görünen maddelere hareket ve devinim sağlayan “enerjiyi de ürettikleri sonuç ve etkinlikleriyle zihnimize taşıyoruz ve “düşüncede tasarımlayıp görüyoruz.” İşte bu bilgi Bâtıni bir bilgidir. Yani Bâtınilik gizil nesnelliği düşüncede görme, algılama yöntemidir.
Comments