HACI BEKTAŞ VELİ’Yİ ANMA ETKİNLİKLERİ VE ASİMİLASYON
- sulzam1956
- 9 Ağu
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 11 Ağu

Hacı Bektaş Veli, bir Anadolu evliyası, bir düşün insanı, bir yol eri, bir aydınlanmacı önderdir.
Hacı Bektaş Veli 1209 yılında Nişabur’da doğmuş 1271 yılında Sulucakarahöyük’te (Hacıbektaş’ta) Hakk’a yürümüştür.
Bir gönül insanı, bir kalenderi dervişidir.
754 yıldan bu yana, ortaya koyduğu düşünsel besinle insanlığa ışık saçan bir bilgedir. Her şeyin üstünde bir sevgi insanıdır.
İşte bu değerli ve bilge insanı, Anadolu Alevileri ve Bektaşileri,1963 yılından bu yana her yıl 16-17-18 tarihleri arasında "Hacı Bektaş Veli Anma Etkinlikleri ve Kültürel Çalışmaları" yürütmektedirler.
Hacı (Hace) Bektaş Veli, Alevi-Bektaşilerin ulu önderidir. Anadolu Alevileri’nin Hünkarıdır. Hacı Bektaş Veli, görüşleriyle, düşünceleriyle, ortaya koyduğu değerlerle tüm insanlığa seslenen bir eren- evliyadır.
Hacı Bektaş Veli;
-İnsanı doğadan, Hak’tan bir parça olarak gören;
-"Düşmanınızın da insan olduğunu unutmayın" diyen;
-"Okunacak en büyük kitabın insan olduğunu" söyleyen;
-"Bilimle gidilmeyen yolun sonunun karanlık olduğunu" belirten;
-Aklı, mantığı en büyük yol gösterici olarak gören;
-"İncinsen de incitme felsefesini" savunan;
-Kadın ve erkek eşittir anlayışıyla kadınla erkeğe “insan” öznelinde bakan;
-Her türlü gericiliğe karşı çıkan;
-Dünya daki nimetlerin herkese adilce pay edilmesini isteyen;
-Sevgiyi en temel olarak gören;
-İnsanın da doğal bir varlık olduğunu söyleyen ve bu anlamda Vahdet-i Vücut hatta onu da aşan Vahdet-i Mevcut anlayışıyla panteist bir görüşe sahip olan;
-"Eline-Diline-Beline (Edep)" sahip ol ilkesiyle yolunu belirleyen;
-Ahlakı ve adaleti, insan olabilmenin ilkeleri olarak gören; vs…
Bir ulu önderdir.
Şunu da belirteyim ki “Alevilik devletsiz bir öğretidir” ve bu nedenle de “Yasaklı bir inanç ve kültürdür.”
2022 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, Aleviliği devletin güdümüne almak ve kadimden bu yana gelen ve insanlığın en az 10 bin yıllık “Ortak Hafızası” olan Aleviliği asimilasyona uğratmak amacı taşımaktadır. Bu durumu, Osmanlı döneminde kurulan Nakîbü'l-eşrafın yeni bir versiyonu olarak görmek gerekir.
Nasıl ki Nakîbü'l-eşrâf kurumu, “Alevi kurumları” kurdurup, kimilerine “Seyyidlik” vererek uyduruk Şecereler vererek Aleviliği Şiileştirme veya Sünnileştirme politikası güttüyse, bugün de Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, bu görevi üstlenmiştir.
Son iki yıldan bu yana 62. Yıldan bu yana Alevi-Bektaşi kurumlarınca 16-17-18 Ağustos günlerinde Alevi Kurumlarınca düzenlenen Hacı Bektaş Veli’yi anmayı ve yapılan kültürel etkinlikleri işlevsiz kılmayı ve bu törenleri tartışılır duruma getirmeyi hedefleyen bir amaç içermektedir. Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, bu bağlamda alternatif olarak 12-13 Ağustos günlerinde “Uyduruk Anma” etkinliği düzenlemiştir. Buna da Alevi-Bektaşileri çağırmıştır. Bu kabul edilemez.
Bu bir dayatmadır ve açık bir benzeştirme politikasıdır.
Bu uygulamanın en büyük amacı, Alevi Kurumlarını dışlamak, onların düzenledikleri etkinlikleri işlevsiz kılmak ve en önemlisi de Hacı Bektaş Veli’yi ve Alevi-Bektaşi topluluğun kutsal alanı ve “Ley Hattı” olan mekânı Alevilerden-Bektaşilerden arındırmak düşüncesi yatmaktadır.
Bu baskıcı, dayatmacı ve “Ben yaptım oldu” anlayışı Aleviler-Bektaşiler tarafından kabul edilmeyecektir.
Gerçek anlamda Alevi-Bektaşi değerlerini savunan hiçbir kimse 12-13 ağustosta düzenlenecek olan devlet güdümlü anmaya katılmamalıdır. Alevi-Bektaşiler bu oyunun farkında olmalıdır.
Nitekim bu oyunu fark eden Alevi-Bektaşi kurumları, büyük bir çoğunlukla 16-17-18 Ağustos günberinde gerçek anlamda Hacı Bektaş Veli’nin felsefesini yansıtan, Alevi değerlerini içeren etkinlikler düzenleyeceklerdir.
Alevi-Bektaşi kurumlarının düzenledikleri etkinliğe katılmak, her gerçek Alevinin en temel anlayışı ve duruşu olmalıdır.
Bu bağlamda 754 yıldan bu yana insanlığa ışık saçan Hacı Bektaş Veli’yi saygıyla ve sevgiyle anıyorum. O’nun ışığı asla sönmeyecektir.
Yorumlar