top of page

VİCDAN


ree

           

                              

            Vicdan, davranışların ölçüsüdür; duyguların, davranışlara yansımasıdır. 

            Vicdan, insani duyguların bedende kimliklendiği sanal alandır.

            İnsanın gönül gözünün, beden gözünün önüne geçmesiyle, güzel ve iyi duyguların eyleme dönüşmesiyle ilintilidir vicdan…

            Vicdan;

 -Haktanırlıktır. Güzel değerleri yaşama uygulamak; her toplumsal değeri içselleştirip, olumlu olanları öne çıkarmaktır.

            -Yanlışı ve doğruyu ayırmaya; insanın adalet duygusunu öne çıkarmaya;

            -Hakkaniyetli olmaya; hakseverlik göstermeye;

            -Hak yemez bir konumda bulunmaya;

            -İnsanlık değerlerini öne çıkarmaya;

            -İyiliksever bir duruş göstermeye;

            -Etik davranmaya;

            -İnsanı insan yapan üstün değerleri eyleme dönüştürmeye vs. yarayan bir iç duygu, ses, içsel algı veya anlayıştır.

            Kısacası vicdan, insanı insan yapan değerler bütünüdür…

            Bir yanıyla vicdan, insanın kendi iç dünyasıyla hesaplaşmasıdır. Duygulardan sıyrılıp akıl ölçülerinde iyi ve kötüyü; güzel ve çirkini; adil olmakla-adaletsizliği; nefretle-sevgiyi vs. birbirinden ayırmasıdır. Olay ve olguları dünya görüşünden, inançlarından sıyrılarak bilinçle ölçmesidir. Duygular yerine aklın yetkin konuma gelmesidir.

            Yani, her toplumsal olgu ve olayda insanın davranışının hangi yönde olması gerektiğini belirleyen insanın iç dünyasıdır.

            İnsanın iç dünyasında ki değer yargıları, duygusal tepileri, bilgi düzeyi, ruhsal yapısı, o insanın davranışlarını da ortaya koyar. Çağdaş insan; nefretten, kinden, öç almaktan, basmakalıplıktan, bir şeyler ödetmekten, burnundan getirtmekten, hınç almaktan v.s. arınmış kişidir.

            Oysa bugün dünyada yaşanılanlara bakınca “hani vicdan nerede?” sorusu çok temel bir soru olarak ortaya çıkmaktadır. Tarihsel sürece baktığımızda, tüm hukuk normlarında, felsefi öğretilerde, tüm inançlarda ve dinlerde…”vicdan” her şeyin üstünde görülmüştür. Ama uygulama asla gerçeği yansıtmamıştır… Dün de, bugün de “vicdanları kanatan” uygulamalar hem de “vicdan” kavramını en çok kullanan etkili ve yetkililer tarafından) sürdürülmektedir. Çok ironik bir durum!

            Çünkü vicdan, kendisi olmayana, kendisi gibi davranmaktır.

            Çünkü vicdan, insanlığın insanlaşmasını sağlayan ve insanla vahşi doğa arasında ki ayrımı ortaya koyan ve bir bireyin karşılaştığı olaylar karşısında hangi davranışları göstermesi gerektiğini iç dünyasında kararlaştırdıktan sonra onu davranışına yansıtan bir iç ölçüp biçmedir, bir hesaplaşmadır.

            Vicdanın göstergesi insani davranışlarla ölçülür.

            Vicdanın hayata yansıması “hakkaniyet” davranışlarla ortaya konur…

            Vicdan, kamuoyunun ortak beklentisine yanıt verecek kararların uygulanmasıyla belirginleşir.

            Gel gör ki yaşamın gerçeği böyle demiyor!

            Vicdan, dönüşü olmayacağı görülen her türlü olayda, hoşgörünün, sevginin, paylaşımın sergilenmesiyle ortaya konulur.

            Vicdan, toplumun değer yargılarını ileriye taşıyacak kararların uygulamaya sokulmasıyla ölçülür…

            Bir insana bilerek acı çektiren bir davranışın “vicdanla” bir ilgisi olamaz.

            Ey “vicdan” “insanın akıl ve duygu ölçüsü” neredesin?

 

 

Yorumlar


bottom of page